Doç. Dr. İlker Kiriş
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

Toplardamar "venöz" yetmezliği, bacaklarda oldukça sık karşılaşılan bir hastalıktır. İleri yaşlarda, kadınlarda ve fazla kilolu kişilerde daha fazla oranda görülür. Bacaklardaki toplardamar sisteminde yer alan kapaklar bozulup işlevini kaybederse kan normal akış yönünün tersi olan yukarıdan aşağıya doğru geri kaçar. Bu duruma "venöz yetmezlik" ya da "venöz reflü" denilir. Yüzeysel toplardamarda kan miktarı ve basıncı artar, yan dallar belirginleşerek kalın varisler oluşur.
Mikro cerrahi ya da "mini flebektomi" yöntemi, cilt yüzeyinden kabarık ve kıvrıntılı hale gelen 2 milimetreden daha kalın varislerin minik cilt kesileri yoluyla cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Mini flebektomi yönteminde, ciltten kabarık ve belirgin varisler en az miktarda iz kalacak şekilde cerrahi olarak çıkartılır ve estetik açıdan çok iyi sonuçlar elde edilir.
Bu tedavi yöntemi, venöz yetmezliği sonucu gelişen, ciltten kabarık ve çapları 2 milimetreden kalın varislerin tedavisinde tercih edilir ve oldukça etkilidir. Tarihte ilk olarak Aulus Cornelius Celsus tarafından yüzyıllar önce tarif edilen "flebektomi" operasyonu en eski varis tedavi yöntemidir. Ciltten kabarık ve kese haline gelmiş varislerin cerrahi operasyonla çıkartılarak vücut dışına alınmasıdır. Eski dönemlerde uygulanan şekliyle flebektomi yönteminin dezavantajı, cilt kesiklerinin nispeten büyük olması ve operasyon bitiminde bu kesikleri kapatmak için dikiş atılması nedeniyle operasyon sonrasında belirgin izler kalmasıdır.
"Flebektomi" operasyonu, 1966 yılında İsviçreli Dr. Robert Müller tarafından revize edilerek "mini flebektomi" ya da "ambulatuar flebektomi" adıyla anılmaya başlanmıştır. Sadece tedavi uygulanacak bölgeyi uyuşturulması "lokal anestezi" ardından ciltte 1-2 milimetrelik küçük kesikler açılır. Bu küçük kesiklerden varisler çıkartılarak dışarı alınır. Günümüzde uygulanan mini flebektomi yönteminde uygulanan cerrahi teknik ve kullanılan cerrahi aletler ve uygulanan cerrahi teknikte önemli gelişmeler sağlanmıştır. Böylece mini flebektomi tedavi tekniği sonrasında ciltte neredeyse iz kalmamakta ve mükemmele yakın estetik sonuçlar elde edilmektedir.
Mini flebektomi işlemi sırasında cerrahi sahada steril şekilde ultrasonografi de bulundurulur. Ultrasonografi cihazı, minik kesiklerden ulaşılmasında zorluk yaşanan varislerin cilt altında tam olarak yerinin saptanmasını sağlar. Mini flebektomi tedavi yönteminin ultrasonografi eşliğinde yapılması varisli damarların eksiksiz çıkartılmasını mümkün kılar.
Tüm bu işlem ağrısızdır ve ortalama 1 saat kadar sürer. İşlem sonrasında işlem uygulanan bacağa elastik bandaj uygulanır. Hasta hemen yürüyebilir ve biraz dinlendikten sonra taburcu edilebilir. Cerrahi uygulanan bölgeye 1-2 gün pansuman yapılması önerilir. Hasta birkaç gün içerisinde rutin günlük aktivitelerine ve işe geri dönebilir.
Varis tedavi yöntemleri içerisinde en pratik yöntem mini flebektomi yöntemidir. Ciltten kabarık varisler için köpük skleroterapi yöntemi yaygın olarak uygulanmaktadır ancak köpük tedavisi sonrasında bazı cilt tiplerinde koyu renk iz kalma riski vardır. Ayrıca, büyük varislere köpük verildiğinde, ilaç kanla temas edince pıhtı oluşumuna neden olmaktadır. Bu durumda da tedavi uygulanan bölgelerde ağrı ve ele gelen sertlik gözlenmektedir. Bu nedenlerle, ciltten kabarık ve belirgin büyük varislerin tedavisinde mini flebektomi yöntemi, köpük skleroterapi yöntemine iyi bir alternatiftir.
Sonuç olarak, mini flebektomi yöntemi bacaklarda cilt yüzeyinden kabarık ve kalın varislerin tedavisinde tercih edilen etkili ve güvenilir bir yöntemdir. Damar içi lazer işlemine ek olarak ve aynı seansta uygulanabilir. İşlem sonrası iyileşme süreci konforludur ve çok iyi estetik sonuçlar elde edilebilir.