Hayır. Varisli damarlar her yaş ve cinsiyetten bireyleri etkileyebilmektedir. 40 yaşın üzerindeki kadınlarda daha sık görülmesine rağmen 20 ila 30 yaş aralığında tedavi ettiğimiz hastalarımız da bulunmaktadır. Bunun yanında bir diğer konu varisli damarların sadece kadınlarda görüldüğü yanılgısıdır. Varisli damarlar erkeklerde de sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Varis oluşumunu tamamen önlemenin kesin bir yolu bulunmamaktadır. Ancak birey vücut ağırlığını ideal bir düzeyde tutarak, düzenli egzersiz yaparak, mümkünse uzun süre sabit ayakta durmaktan veya oturmaktan kaçınarak ve varis çorapları kullanarak varisli damarların oluşma olasılığını azaltabilir. Ayrıca eğer varisli damarlara sahipse bu yaşam tarzı değişiklikleri ile varislerin neden olduğu bacak ağrısı ve şişlik gibi yakınmaları da azaltabilir.

Her bir hasta toplardamar yapısı ve klinik yakınmalar açısından benzersizdir. Başarılı bir sonuca ulaşmak için sürecin alanında uzman bir doktor tarafından yönetilmesi oldukça önemlidir. Doğru tedavi yöntemi bireyin özel durumuna göre kişiye özgü belirlenecektir.

Hayır. İşlevsiz bir varisli damarın kapatılması tam aksine toplardamarlardaki kan akışının daha sağlıklı olmasını sağlar. Bedenimiz birbirini son derece destekleyen bir yapıya sahiptir. Sağlıklı toplardamarlar kan akışını daha etkili bir şekilde sağlamak için varisli damarların yerine getiremedikleri görevi üstlenirler.

Varis tedavisinde kullanılan yöntem ne olursa olsun tedavi öncesinde uyulması gereken belirli adımlar vardır. Birey mutlaka bir Kalp ve Damar Cerrahisi doktoru tarafından görülmelidir. Ultrasonografi raporu, hastanın yakınmaları, fizik muayene bulguları ve hastanın beklentileri de göz önünde bulundurularak hastaya özel tedavi planı oluşturulur. Bireyin varisleri yüzünden estetik kaygılar duyması en az ağrı ya da şişlik yakınmaları kadar ciddiye alınmalıdır. Bu nedenle varis tedavisinin ‘estetik fleboloji’ alanına gönül vermiş doktorlar tarafından yapılması tedavinin başarı ile sonlandırılmasında önemli bir unsurdur. Güzellik merkezlerinde skleroterapi ya da transdermal lazer uygulamaları yapılması hem yasal değildir hem de sağlık açısından son derece risklidir.

Varisli damarları olan bir bireyde sık sık estetik, tıbbi veya her ikisini de kapsayan endişeler görülmektedir. Bu nedenle varislere sahip her birey değerlendirme için bir uzmana başvurmalıdır, erken teşhisin tedavi başarısındaki önemi unutulmamalıdır. Varisler erken bir aşamada uygun şekilde teşhis ve tedavi edilirse geri dönüşü olmayan cilt değişiklikleri önlenebilir.

Varis tedavisinin özellikle ‘estetik fleboloji’ alanında uzman doktorlar tarafından uygulanması bireyin estetik beklentilerinin karşılanması açısından önemlidir. Bu sayede varislerin neden olduğu ve sizi rahatsız eden kötü görüntünün giderilmesi için size özel bir tedavi planı uygulanabilir.

Hayır. Varisli damarların en inceleri olan kılcal damar varislerine tıpda ‘telenjiektazi’ denir. Deri yüzeyinde herhangi bir kabarıklığa sebep olmayan kılcal varislerin çapları 0.1 milimetre’den küçüktür ve ince tel gibi çizgilerle kendilerini belli ederler. Koyu yeşil - mor renkleriyle kendini belli eden orta boy varisler; ‘retiküler varis’ olarak da adlandırılırlar. Ciltten hafif derecede kabarıklığa sebep olan retiküler varisler genel olarak 0.2 – 2 milimetre çapındadırlar. Estetik açıdan kişiyi oldukça rahatsız eden retiküler variste “örümcek ağı benzeri görüntü” söz konusudur. Varis çeşitleri denilince akla gelen bir diğer varis türü de büyük varislerdir. Net bir şekilde hastalık olarak kabul edilen büyük varisler; ciltten kabarık, kıvrıntılı ve belirgindir. Büyük varislerin çapları 2 milimetreden büyüktür ve boğum boğumdur.

‘’Derin Ven Trombozu’’, vücuttaki derin bir vende (toplardamarda) meydana gelen kan pıhtısıdır. Derin Ven Trombozu, genel olarak bacağın alt kısmında ya da diz eklemi ile kasık düzeyi arasındaki uyluk bölgesindeki derin toplardamarlarda görülmektedir. Pıhtının bir kısmı kopup kan yoluyla akciğer damarına ulaşarak tıkaması ve akciğer dokusunun bir bölümünde kan akışını önlemesine ‘pulmoner emboli’ denir. Bu tablo son derece ciddi bir sağlık sorunudur ve kişinin ölümüne neden olabilir. Dünya genelinde ‘’derin ven trombozu’’ görülme sıklığı, kardiyovasküler hastalıklar içinde ‘’istemik kalp hastalıkları’’ ile ‘’inme’’den sonra üçüncü sırada yer almaktadır.

"Estetik fleboloji", toplardamar bozuklukları ve varislerin, cerrahi kesi olmaksızın ve iz kalmadan tedavi edilmesine yönelik yöntemleri içerir. Bu teknikler arasında; damar içi lazer ya da radyofrekans, tıbbi yapıştırıcı, mikrocerrahi ve skleroterapi yer alır. Tekniklerin ortak özellikleri, varis tedavisinin daha az invaziv olması ve değişen hasta beklentilerini karşılayacak şekilde evrim geçirmeleridir. Estetik Fleboloji tedavi yöntemlerinin temel amacı, varislerin neden olduğu kötü görüntüde mümkün olan en üst düzeyde düzelme sağlanmasıdır.

Varisli damarlar tedavi edilmediğinde ilerleyen dönemlerde diz altı ve ayak bileği bölgelerinde cilt değişiklikleri oluşmaya başlar. Ciltte kalınlaşma ve koyu renk değişikliği oluştuğunda hala uygun tedavi yöntemleri uygulanmaz ise açık bir yara (ülser) oluşabilir. Varis yarası (venöz ülser) adıyla bilinen durum derin ven trombozu geçirmiş hastalarda da gelişebilir. Venöz bacak ülseri oldukça ağrılı bir durumdur ve tıbbi bir yardım almadan geleneksel yöntemlerle tedavi edilmesi mümkün değildir.