Doç. Dr. İlker Kiriş
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Periferik arter hastalığı, bacak bölgesinde bulunan atardamarların daralması ya da tıkanması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlıktır. Hastalığın büyük çoğunluğu, atar damar iç çeperinde biriken yağ ve kolesterol artıklarına bağlı gelişen damar sertliği denilen ‘ateroskleroz’ nedenlidir. Erkeklerde görülme olasılığı, kadınlarınkine göre daha yüksektir.
Hastalığın görülmesinde cinsiyet faktörlerinin yanında, sigara bağımlılığı ve genetik faktörler etkilidir. Periferik arter hastalığı, bacak damarlarının sertleşmesi sonrasında, tıkanma ve daralmalarla kendini gösterir. Damar sertliği ilk başlarda belirti vermezken, ileri aşamalarda yürüme zorlukları ve ağrılarla kendini gösterebilir. Doç. Dr. İlker Kiriş ile hastalığın tanı aşamasını ve tedavisini gerçekleştirebilirsiniz.
Çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan periferik damar tıkanıklığının en önemli sebebi ateroskleroz olarak gösterilebilir. Fakat önemli bir neden olan ateroskleroz hastalığın yalnızca bir sebebidir. Bunun dışında çok sayıda neden bulunabilir. Yüksek tansiyon, sigara tüketimi, kolesterol dengesizliği, şeker rahatsızlığı, hareketsiz yaşam biçimi, yaşlılık durumu diğer nedenler arasında gösterilebilir. Bu saydığımız sebepler, periferik damar tıkanıklığını tetikleyen faktörlerdir.
Yine kan damarlarının bakteriyel mikroplara maruz kalması, hasar görmesi periferik damar tıkanıklığının nedenleri arasında sayılabilir. Obezite, aşırı kilo ve saydığımız diğer nedenler sahip olan kişilerin, kısa süre içerisinde bu hastalığın kontrolünü yapabilmek için doktora başvurmaları gerekebilir. İzmir ilinde yer alan Doç. Dr. İlker Kiriş, hastalığın tanı ve tedavi aşamasında sizlere yardımcı olmaktadır.
Hastalığın henüz başlangıç aşamasında ne yazık ki bir belirtiye rastlamak mümkün olmamaktadır. Bu hastalar, genellikle başka bir sağlık sorunu nedeniyle doktora başvurduklarında rutin fizik inceleme sırasında tanı konabilir. Hasta belirti vermeye başladığında ilk olarak ‘aralıklı topallama’ diyebileceğimiz tıp dilinde ‘intermittan kladikasyo’ görülür. Aralıklı topallama, belirli bir mesafe yürümekle özellikle baldırda şiddetli ağrı gelişmesi ve hastanın bu ağrı nedeniyle durmak zorunda kalmasıdır. Ağrı dinlenmekle azalır ya da geçer, hastalar yürümeye başladıktan bir süre sonra tekrar ağrı oluşur. Hastalar sokakta yürürken oluşan bu baldır ağrısı nedenli vitrinlere bakarak dinlendiği için halk arasında ‘vitrin hastalığı’ da denilmiştir. Bu baldır ağrısı özellikle hızlı yürümekle, yokuş yukarı yürümekle ya da merdiven çıkmakla daha çabuk gelişir. Baldır ağrısının asıl nedeni, yürümekle bacak kas hücrelerinin oksijen gereksiniminin artması, buna rağmen hücrelere sunulan oksijenden zengin temiz kan miktarının bacak atar damarlarındaki darlıklar nedeniyle arttırılamamasıdır.
Hastalık ilerledikçe hastanın yürüme mesafesi giderek azalır. Hasta daha kısa mesafede şiddetli ağrı oluştuğunu tarif eder. Daha sonraki aşamada hasta dinlenirken, örneğin akşam evde koltukta televizyon izlerken bile ağrısı olduğunu ifade eder. Bu ağrılar, genellikle gece vaktinde sırt üstü uzanıldığında daha şiddetli bir hal alır. Ayakta soğukluk, üşüme, renk değişikliği ve uyuşukluk olabilir. Son aşamalarda ise artık ayak parmaklarında yara açılması ve gangren gelişebilir. Bu aşamalara ‘kritik bacak iskemisi’ tablosu denir.
Yukarıdaki belirtilerin başka hastalıklarda görülme olasılığı da bulunur. Fakat bu belirtilerle karşılaşan kişilerin, zaman kaybetmeden doktora başvurmaları, hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir.
Yukarıdaki belirtiler, periferik damar tıkanıklığının orta ve ileri evrelerinde görülür. Dolayısıyla hastalığın ilk evrede teşhis edilmesi güç bir ihtimaldir. Bu belirtileri yaşayan hastaların zaman kaybı yapmadan doktora başvurması, tedavi için öneme sahiptir. Doç. Dr. İlker Kiriş, İzmir ilinde bu hastalık hakkında yeterli tecrübe ve birikimiyle hizmetlerini sunmaktadır.
Hasta sigara içiyorsa, öncelikli olarak ve kesinlikle sigarayı bırakmalıdır. Bu tedavi için son derece önemlidir. Sigara içmeye devam eden hastaların bacaklarını kaybetme olasılığı yüksektir. Hastalığın derecesine göre tedavi yöntemine karar verilir. Ağrının minimum seviyeye indirilebilmesi için medikal tedavi uygulanırken, damar tıkanıklıklarını giderebilmek için invazif (girişimsel) tedavi uygulanabilir. Bazı hastalarda, doktorun uygun görmesi halinde cerrahi müdahale uygulanabilir. Hastanın tedaviyle sağlığına kavuşması, doktorun bilgisi, tecrübesi ve becerisiyle doğru orantılıdır.