Doç. Dr. İlker Kiriş
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Varislerin, kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğü birçok bilimsel çalışma ile ortaya konulmuştur. Hem estetik ve psikolojik açıdan hem de bacak ağrısı ve şişlik gibi yakınmalarla yaşam kalitesini olumsuz etkileyen varislerin kadınlarda yüksek oranda görülmesinin nedenleri vardır.
Bu yazıda varislerin neden kadınlarda daha sık görüldüğüne ilişkin bilgiler bulabilirsiniz.
Varisler, en sıklıkla bacaklarda yüzeysel toplar damarların belirgin, kıvrıntılı ve cilt yüzeyinden kabarık hale gelmesidir. Varis oluşumu için risk faktörleri arasında ilerlemiş yaş, kadın cinsiyet, genetik faktörler, obezite, gebelik, kronik kabızlık ve uzun süreli oturmayı gerektiren meslekler sayılabilir (1). Fransa’da 2000 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, varis görülme sıklığı erkeklerde %30,1 iken kadınlarda %50,5 olarak bulunmuştur (2). Varis oluşumu için her iki cinsiyette ilerlemiş yaş ve aile öyküsü asıl risk faktörleri olurken, kadınlarda gebelik önemli bir risk faktörü olarak bulunmuştur. Toplar damar yetmezliği ve varis yakınmaları açısından kadın cinsiyet ve uzun süreli ayakta durmak ya da oturmak yine risk faktörleri olarak bildirilmiştir (2).
Almanya’da 9935 hasta üzerinde yapılan bir bilimsel çalışmada ise, kadın cinsiyet ve ilerlemiş yaşın varis gelişmesi için en güçlü risk faktörleri olduğu bulunmuştur (3). Buna ek olarak, kadınlar arasında doğum kontrol hapı kullanan ve iş hayatında sürekli oturmak zorunda olanların en yüksek risk altında olduğu bildirilmiştir. Aynı bilimsel çalışmada, aile öyküsü gözden geçirildiğinde, annesinde varis olan kadınlarda varis gelişme sıklığının en yüksek olduğu görülmüştür (3).
Varis oluşumu için ilerlemiş yaş, genetik faktörler ve obezite gibi risk faktörleri her iki cinsiyeti de eşit oranda etkilerken kadınlar varis oluşumuna daha yatkındır. Bu yatkınlığı yaratan farklı olasılıklar olsa da temel faktörün hormonlar olduğu düşünülmektedir. Progesteron, östrojen ve testeron hormonları hem erkek hem de kadın vücudunda bulunur. Bunun yanında, erkek vücudunda testesteron hormonu daha yüksek oranda bulunurken, kadın vücudunda daha yüksek oranda progesteron ve östrojen hormonları bulunur.
Varislerin damar duvarından alınan örnekler immünohistokimyasal olarak incelendiğinde damar duvarında östrojen ve progesteron reseptörlerinin arttığı bulunmuştur (4). Bu bulgu, cinsiyet hormonlarının varis gelişmesindeki rolüne işaret etmektedir. Progesteron, menstruasyon döngüsü ve fiziksel gelişimi düzenler. Progesteron ayrıca toplar damar duvarlarında düz kas hücre kasılmasını engelleyerek damarların daha gevşek hale gelmesine yol açar (5). Toplar damarlarda genişlemeye (vazodilatasyon) ve kapakçıkların sağlıklı şekilde kapanamamasına yol açar. Sonuçta toplar damar yetmezliği ve varisler oluşur. Bacak ağrısı, cinsel isteksizlik ve kiloda dalgalanmalar aşırı progesteron yüksekliğinin göstergeleri olabilir.
Gebelik döneminde progesteron düzeyi artmaktadır. Buna ek olarak, bebeğin giderek büyümesi, anne karnındaki ana toplar damara baskı uygulayarak bacaklardaki kanın kalbe geri dönüşünü olumsuz yönde etkiler. Anne kan volümündeki artış da toplar damar yetmezliği ve varis yakınmalarını arttırmaktadır. Ayrıca, anne adayındaki kilo artışı ve fiziksel aktivitede azalış da varis oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte menapoz dönemi geldiğinde toplar damar yetmezliği ve varis görülme sıklığı artmaktadır. Ayrıca, menapoz döneminde östrojen ve progesteron hormon düzeylerinde düşüş toplar damarların zayıflamasına neden olmaktadır. Son olarak, menapoz döneminde kombine hormon replasman tedavisi gören kadınlarda toplar damarda pıhtı oluşma riskinde hafif artış olduğu bildirilmiştir (6).
Hepinize sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.